Prof. Dr. Jale ÖZTÜRK
ÇEVİK DİLLİ OZANIMIZ FEYMANÎ
Etkileyici ve akıcı bir dille duygularını dışa vurduğu şiirleriyle Türk halk şiiri geleneğinin 21. Yüzyıldaki önemli temsilcilerinden olan Feymanî’ Bitlis, Van ve Kayseri kültürünün bir ürünüdür. Âşıklığın ona Dadaloğlu aşiretine mensup annesi Hüsne Hanımın kanalıyla geçmiş olsa gerek.. Bitlis, Van, Kayseri ( Avşar) kültürüne, doğup büyüdüğü âşıklar diyarı Çukurova’nın kültürü de eklenince kaçınılmaz olarak Çoban Osman Taşkaya’dan zamanla bir Âşık Feymanî oluşmuştur.. Bu arada yetişmesinde, usta bir âşık olan, kayınbabası Hazım Demirci’nin katkısını da unutmamak gerekir. Kendisi de bir şair olan karısı Fatma Hanım şairin ilham kaynağı olduğu kadar yanından hiç ayrılmayan yâri, dostu ve her an yardıma hazır bir yardımcısıdır.
Âşıkların dilleri çevik, gönül gözleri açık olur. Gönül gözü açık olan âşık etrafındaki bütün güzellikleri görür ve bu güzellikler onu güzelliklerin yaratıcısına doğru götürür. Onun güzele, güzelliğe duyduğu aşk Tasavvufi bir aşk şeklinde olgunlaşır. Âşık bu geçişi çevik diliyle adeta bir nehrin şırıl şırıl akışıyla dile getirir:
Aşkın çöllerinde dolandı durdu
Mecnun Mevlâ’sına Leyla diyerek
Gelenden geçenden yalvardı sordu
Mecnun Mevlâ’sına Leyla diyerek (Arı, 2009:517)
Saim Sakaoğlu Dadaloğlu’nun eğitim durumu için; “Kısacası o, şanslı bir göçerin görebileceği bir eğitimi, yani büyüklerden elde edilebilecek bir eğitimi görmüştür.” (Sakaoğlu 1986: 19) demektedir. Âşık Feymanî için de aynı yorum yapılabilir. Âşıkların gönül gözü ve algıları açıktır, bir öğretmenin derste saatlerce anlattığı ve öğretemediği bilgiyi onlar çeşitli kanallarla bilgi kırıntısı olarak alır ve kendi içlerinde özümleyerek bilgi denizine dönüştürürler. İlkokuldan sonra öğrenim görmemiş Feymanî’nin şu satırlarında bu durumu görebiliriz:
SORAN ÖĞRENİR
Her mücevher değerini bulmazdı,
Sarrafından ayar danışmasaydı.
Kerpiç yığılmayan bina olmazdı,
Ustası mimara yanaşmasaydı.
Hak olmasa dağlar yüce olmazdı.
Yük olmasa canlı cüce olmazdı,
Gündüz gündüz olur gece olmazdı,
Dağların ardına gün aşmasaydı.
Köprüsüz dereden yolcu geçmezdi,
Kuş kanatsız olsa gökte uçmazdı.
Kamili, cahili kimse seçmezdi,
Oturup üç beş laf konuşmasaydı
Feymani her güzel yar edilmezdi,
Aşka düşmeyince zar edilmezdi
Oldukça büyük bir değer olan Âşık Feymanî’nin hak ettiği alkışı ve takdiri aldığını söyleyemeyiz, sadece Âşık Feymanî değil bütün halk şairlerimiz hak etikleri takdiri görmemektedirler. “Horozun biri bir gün inci bulur;/Alıp onu kuyumcuya doğrulur./Kuyumcu ne istediğini sorar./O da der ki: “Bu galiba mücevher;/Al da bunu bana biraz darı ver:/O benim daha çok işime yarar.”(http://www.ekultursanat.com)La Fontaine fablında anlatıldığı gibi incinin değerini bilmeyen için “biraz darı” o inciden çok değerlidir. Yani Türk kültüründe bir inci gibi olan âşığın değerini anlamak için insanların halk kültürünün ne kadar paha biçilmez olduğunu bilmeleri gerekir. Âşıkları takdir edecek kadar Türk kültürüne, Türk halk şiirine ve âşıklara değer veren insanların sayısı ne yazık ki, giderek azalmaktadır. Arabalarının ve giysilerinin markalarını yarıştıran AVM kültürü ile beslenen insanlardan başka birşey beklemek de boşuna birheves olacaktır.
Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir, demiş atalarımız; âşığın sanatını takdir edenler azaldıkça âşıklık geleneği bitecek ve yeni âşıklar yetişmeyecektir. Bu sebeple okullarımızda seçmeli dersler açılarak giderek kaybetmekte olduğumuz bu kültürü yeni yetişen nesillere tanıtabilir, bu derslerde âşıklarla çocuklarımızı buluşturabiliriz. Bu durum hem çocuklarımıza hem âşıklarımıza çok şey katacaktır. Marifetlerini sergileyen âşıklar iltifat görmenin hazzını tadacak, çocuklarımız öğrenirken mutlu olacak ve saz çalmaya veya saz şairi olmaya heveslenecekler. Âşıkları bilen ve takdir eden estetik zevkleri gelişmiş birer yetişkin olacaklardır.
Dilerim ki âşık Feymani ve onun gibi tevazu sahibi âşıklarımız hak ettikleri takdiri Türk toplumundan görsünler ve ebediyen Türk milleti için Türk diline, Türk kültürüne eserler vermeye devam etsinler.
Kaynak: ÖZTÜRK Jale, “Çevik Dilli Ozanımız Feymanî”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 6 – “Âşık Şiirinde Bir Mektep Adam / Feymani”, Hatay Medya, 2018, s.26-27.